İhsan Oktay Anar 'ın yeni romanı "Yedinci Gün" uzuuuun bir bekleyişin ardından nihayet geçtiğimiz cumartesi çıktı. D&R'ye gelen kolinin ilk kitabını da kocacım kapıp getirdi. Anında sayfalar karıştırıldı, kitabın kokusu içe çekildi, 2-3 sayfalık bir giriş yapıldı ve son olarak kitabın ilk sayfasına isim ve tarih yazıldı.
Benim tuhaf bir huyum var. Çok sevdiğim bir yazarın uzun zamandır beklediğim bir kitabı çıktığında, onu hemen okuyamıyorum. Daha doğrusu okuyup bitirmeye kıyamıyorum. Bir an önce kitabın içine sızıp kaybolmak için sabırsızlanırken aynı zamanda ağırdan alıyorum, sallanıyorum. Acayip bir durum yani. Yine aynı şey oldu. Dile kolay, bir önceki kitabı Suskunlar'ın üzerinden tam 5 koca sene geçti. 5 yıllık bekleyişin heyecanı 1-2 güne sığar mı? Sığmaz elbet. İşte bu yüzden 1 haftadır flört ediyoruz kendisiyle. Bakışıp koklaşıp duruyoruz. Ben nereye, o oraya. Bakalım ne kadar dayanabileceğim?
Bu arada Bora'nın "baz" ı İhsan Oktay Anar'ın ilk kitabı Puslu Kıtalar Atlası'ndaki haylaz oğlan çocuğu Alibaz karakterinden...