Çocuk yetiştirmek
pek meşakkatli iş(miş). Börtü böcek yetiştirmeye benzemiyor(muş). Hele hele bugüne kadar aldığı
tüm yapraklıları istemeden de olsa kurutmuş ve kocası tarafından ismi çiçek katiline çıkmış benim
gibi biri için…
Son günlerde anneliğimi masaya yatırdım. Deşip deşip duruyorum. Hadi hayırlısı...
Öyle birşey ki bu annelik denen mübarek iş, ne yapsan, ne kadar iyi de yapsan – ya da yapmaya çalışsan- yetmiyor.
Hep daha iyisinin olabileceğini düşünüyorsun çünkü. Ve sen mutlaka eksiksin sanki biraz bu işte.
Ve yanlış bazen. Öyle olmasan bile, sana kendini öyle hissettirecek örnekler sürekli
karşına çıkıyor. Kaçamıyorsun onlardan. Her yerdeler. Gözünün içine içine giriyorlar. Aynı apartmanda
oturuyorsun mesela biriyle. Ya da aynı parkta çocuk kaydırıyorsun
kaydıraktan. Bazen de bir gazete röportajında çıkıyor karşına. Okuyorsun merakla... Oha falan oluyorsun bitirdiğinde. Ben niye böyle değilim ki? Bende olmayan ne var şimdi bunda diyorsun kendi kendine. Kadının kadını kıskandığı gibi, anneyi kıskanıyorsun bir anne olarak.
Ne sorabiliyorsun nasıl böyle
olabildiklerini, ne de itiraf edebiliyorsun kendi eksikliğini…
Belki de annelik bu.
Bütün anneler bazen eksik... Bütün anneler bazen yanlış.
En iyisi fazla kurcalamamak.
İçinden geldiği gibi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder